Çivril yöresi, 525 yıl ROMA ve 850 yıl kadar da BİZANS yönetiminde kalmıştır. IŞIKLI,
HOMA, IRGILLI, YUVAKÖY ve BEYDİLLİ’de bu dönemlere ait eserler bulunmaktadır.
1071 Malazgirt savaşı ardından tüm Anadolu’ya yayılıp yerleşmeye başlayan Türkler
kısa sürede Ege'ye ve Çivril yöresine de gelmişlerdir. Bizanslılar ile Türkler arasında
birkaç kez el değiştirmiş olan Çivril yöresi, en son 1176 yılındaki 2.Haçlı Seferi
de denen MİRYOKEFALON Savaşından sonra Selçuklu egemenliğine geçerek tamamen Türk
Yurdu haline delmiştir.
Miryakefalon Savaşı hakkında daha geniş açıklamayı, sitemizin "Çivril'in Tarihi"
bölümündeki özel sayfasında bulabilirsiniz.
Çivril'deki Selçuklular dönemine ait eserlerden bazıları:
* Emirhisar Kasabası’ndaki DEDEKÖY CAMİİ (13.yy’da
yapılmış olan bu cami geçtiğimiz yıllarda restore edilerek yenilenmiştir.)
* Savran Köyü’ndeki SAVRAN CAMİİ (Kerpiç yapı olan
bu camide Türk Süsleme Sanatının çok güzel örnekleri vardır.)
* Beyce Höyük’teki BEYCESULTAN TÜRBESİ (13.yy)
*Çivril mezarlığı içinde bulunan HABİB ACEM TÜRBESİ
(13.yy)
* Işıklı’daki SU DAĞITIM TERAZİSİ (Akgöz Pınarı’nın
önündeki bu taş yapı selçuklular döneminden kalmıştır.)
Selçuklular devrinden sonra "Sahip Ata Oğulları Beyliği" ve Germiyanoğulları Beyliği"
dönemlerini yaşayan Çivril bölgesi, 1390 yılında Germiyanoğlu Beyi Süleyman şah
tarafından, Yıldırım Beyazıt ile evlenen kızının çeyizi olarak Osmanlı'lara verilmiştir.
Yıldırım Beyazıt'ın Timur'a yenildiği Ankara Savaşı'ndan sonra tekrar Germiyanoğlu
Beyliğine geçmiş ise de Osmanlı Padişahı Çelebi Mehmet zamanında Germiyanoğlu Beyliği'nin
sona ermesiyle kalıcı olarak Osmanlı topraklarına katılmıştır.
ÇİVRİL'İN KURTULUŞ GÜNÜ
Kurtuluş savaşı sırasında Yunanlılar Çivril'i 2 kez işgal etmişlerdir.
İlk işgal, 08 Şubat 1921 tarihinde olmuş ve 9 gün sürmüştür.
İkinci işgal, o1 Nisan 1921 tarihindedir. Yunanlılar, ilçe merkezi de dahil olmak
üzere Büyükmenderes Nehri'nin kuzeyinde ve batısında kalan birçok köye girmişlerdir.
İşgal sırasında Çivrilli'lerin yaşadıkları diğer yörelerimizden farklı değildir.
Aynı acılar, aynı ihanetler ve aynı kahramanlıklar Çivril'de de yaşanmıştır.
Çivrilli'ler, kurtuluş mücadelesine örgütlü olarak devam etmek amacıyla Ağustos
1919’da "Çivril Müdafa-i Hukuk Cemiyeti"ni kurmuşlardır. “Çivril Heyet-i Milliyesi”
olarak da anılan bu cemiyetin gayretleri ile Çivril, cepheye gönderilen asker ve
zahirenin çokluğu açısından ilçeler arsında birincilik almıştır.
Nihayet 26 Ağustos Büyük Taarruzu ile işgal ettikleri yerlerden geri çekilmeye başlayan
Yunanlılar, Çivril'i 30 AĞUSTOS 1922 tarihinde boşaltmışlardır.
İşte bu tarihi gün, her yıl Çivril'de 30 AĞUSTOS Zafer bayramı ile birlikte KURTULUŞ
GÜNÜ olarak da kutlanır.
“Çopur Musa Olayı veya Çopur Musa Ayaklanması” diye anılan olay, Kurtuluş Savaşı
tarihimizde çok önemli bir olay olmamakla birlikte Çivril Halkı’nın kurtuluş mücadelesindeki
konumu açysından yanlış yorumlara neden olabilmektedir. Bu nedenle olayın aslının
ve Çivril Halkıyla ilgisinin bilinmesi önem kazanmaktadır.
Biz de ayrıntılara girmeden kısaca anlatmaya çalıştık.